Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/1721 E. 2021/3248 K. 20.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1721
KARAR NO : 2021/3248
KARAR TARİHİ : 20.04.2021

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVACI-DAVALI :…
DAVALI-DAVACI :…
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, maddi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı ile manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davacı-davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalı-davacı kadından mal kaçırdığının anlaşıldığı, gerçekleşen ve kabul edilen diğer kusurlu davranışlarına göre, yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Yukarıda l. bentte gaçıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek tam kusurlu olup, bu kusurlu davranış aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine göre kadının manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Sefer’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Gülsen’e geri verilmesine dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.04.2021 (Salı.)