Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2021/1079 E. 2021/2174 K. 11.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1079
KARAR NO : 2021/2174
KARAR TARİHİ : 11.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece verilen ilk hükümde erkek tam kusurlu kabul edilerek erkeğin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 24.09.2018 tarihli ilamı ile “Kadının erkeğe hakaret ettiği ve bu nedenle ceza aldığı, erkeğin dava açmakta haklı olduğu, davasının kabulü gerekirken, reddinin doğru olmadığından” bahisle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen ikinci kararda ise; kadının erkeğe hakaret ettiği ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı kadın tarafından tamamı yönünden temyiz edilmiştir. Dairemizin 26.12.2019 tarihli ilamı ile “Kadının usulünce talep ettiği nafaka ile maddi ve manevi tazminat talepleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz karar verilmediğinden” bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen son kararla kadının “Erkeğe hakaret ettiği, aşağılayıcı sözler söylediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü yerine getirmediği, asılsız şikayet ettiği” erkeğin de “Maddi sorumluluklarını yerine getirmediği” gerekçesiyle kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu kabul edilerek kadının nafaka ve tazminat talepleri reddedilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen ikinci kararda kadına yalnızca hakaret vakıası kusur olarak yüklenildiği, kararın erkek tarafından temyiz edilmediği halde son kararla kadına “Erkeğe aşağılayıcı sözler söylediği, birlikte yaşama yükümlülüğünü yerine getirmediği ve erkeği asılsız şikayet ettiği” vakıalarının yüklenilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, hakaret ettiği, buna karşılık davalı kadının ise erkeğe hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde kusur belirlemesi yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4-Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. Maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 174/2. maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak, kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
5-Davalı kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. madde koşulları kadın yararına oluşmuştur. Kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4 ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.03.2021 (Prş.)