Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2020/6935 E. 2021/1089 K. 09.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6935
KARAR NO : 2021/1089
KARAR TARİHİ : 09.02.2021

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Bölge adliye mahkemesince her ne kadar boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadına yüklenen “Kocasına karşı ilgisiz olma ve ev işlerini yapmama” vakıalarına yönelik tanık beyanlarının bir kısmı soyut ve Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli beyanlar olmayıp, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu gibi erkeğin kesinleşen “Karısına ilgisiz davrandığı” yönündeki kusurlu davranışı da göz önüne alındığında davalı-karşı davacı kadına bu vakıalar kusur olarak yüklenemez. Davalı-karşı davacı kadına bölge adliye mahkemesince yüklenen “Kocasını sevmediğini ve birlikte yaşamak istemediğini söyleme” vakıası ise tanıklar Fahriye ve Tuğba beyanları ile ispatlanmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı -karşı davalı erkeğin kabul edilen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen “Kendi ailesinin etkisi altında kaldığı, karısına gereken ilgiyi göstermediği, karısına gereken manevi desteği sunmadığı, kadını baskı altında yaşattığı ve evliliğinde özgür olmadığı ” şeklindeki kusurlu davranışları ile kadının kabul edilen ve gerçekleşen ” Kocasını sevmediğini, birlikte yaşamak istemediğini söylediği” şeklindeki kusurlu davranışı hep birlikte değerlendirildiğinde boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda (2.) bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-karşı davalı erkek, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurludur. Gerçekleşen bu kusurlu davranışlar kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olup, aynı zamanda kadın boşanma sonucu eşinin maddi desteğini de yitirmiştir. Somut olayda davalı-karşı davacı kadın yararına TMK m.174/1-2 koşulları oluşmuştur. O halde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gerçekleşen kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gereği davalı -karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmetmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.09.02.2021 (Salı)