Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2020/6602 E. 2021/1504 K. 18.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6602
KARAR NO : 2021/1504
KARAR TARİHİ : 18.02.2021

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir nafaka davasının reddi, erkeğin boşanma davasının kabulü, kendi boşanma davasının reddi, nafakaların miktarı, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının reddi ve kişisel ilişki süresi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise velayet, lehine hükmedilen tazminatların miktarı ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı-karşı davalı kadının mühhasıran açılan tedbir nafakası davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 esas – 2005/235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Münhasıran açılan tedbir nafaka davasında kadın kendisi için 750 TL tedbir nafakası talep etmiş olup, talep edilen nafakanın yıllık miktarı 9000,00 TL olup, karar tarihinde kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir. Açıklanan nedenle, kadının tedbir nafakası davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya ve fer’ilerine ilişkin hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesinin bu kararına karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından her iki boşanma davası ve ferileri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise velayet, tazminatların miktarı ile nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı kadına yüklenen güven sasıcı davranış vakıasının hukuka uygun delillerle ispatlanamadığı, bu nedenle kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kadının diğer kusurlu davranışları yanında, davalı-davacı erkeğin de eşine ve eşinin babasına küfür ettiği, eşini arayıp sormadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının da kabulü gerekir. O halde davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabul edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı-karşı davalı kadının tedbir nafaka davasına ilişkin temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının tarafların boşanma davaları ve feriler yönünden KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden, tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2021 (Per.)