Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2020/3562 E. 2020/4229 K. 28.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3562
KARAR NO : 2020/4229
KARAR TARİHİ : 28.09.2020

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-İştirak Nafakası

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, maddi ve manevi tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece verilen karara karşı taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulmuş, karar Dairemizin 2018/7452 esas ve 2018/14366 karar sayılı ilâmı ile tarafların boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışlarının hatalı belirlenmesi, davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddinin hatalı bulunması, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının fazla olması sebebiyle bozulmuş, temyize konu sair yönlerden onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası kesinleştiği halde miktarı indirilerek yeniden hüküm kurulmuştur. Mahkemece yazılı şekilde kesinleşen yönler hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davcı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Ömer’e yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 267.80 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Ayşenur’a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.28.09.2020 (Pzt.)