YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3459
KARAR NO : 2020/4053
KARAR TARİHİ : 23.09.2020
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tazminatların miktarı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise tazminatların miktarı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden emyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı-karşı davacı kadın 02.03.2020 tarihinde temyiz dilekçesi vermiş ve temyize ilişkin talepleri yanında temyiz harç ve masrafları yönünden adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334 – 340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Kadının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşünmeksizin, gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir
2- Taraf1arın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında erkek yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı fazladır. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
c)Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 19.03.2018 tarihli ilamı ile kusur belirlemesi, davacı-karşı davalı erkek yararına uygun miktarda tazminata hükmedilmesi ve çocuğa takdir edilen iştirak nafakasının miktarının azlığı ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi gerekçesiyle bozulmuştur. Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz. Mahkemece, taraflar yararına verilen vekalet ücreti bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleştiği halde, bu husus gözetilmeden taraflar yararına yeniden vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2/b) ve (2/c) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Sami’ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23.09.2020 (Çrş.)