Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2019/892 E. 2019/6105 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/892
KARAR NO : 2019/6105
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasında İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesinin 2014/329 esasına kayden görülen karşılıklı boşanma davası sonucunda verilen tarafların karşılıklı boşanma davalarının Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca kabulüne davalı karşı davacı kadın lehine 10.000 TL toplu yoksulluk, 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat verilmesine dair hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi ile davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, böylelikle de tarafların boşanmalarına ilişkin kısım temyizin kapsamı dışında bırakılarak kesinleşmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda Dairemizin 16.10.2017 tarihli, 2016/5914 esas ve 2017/11054 karar sayılı ilamı ile hükmün Anayasa’nın 141/3 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine aykırı olarak gerekçesiz olduğundan bahisle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurmak gerekirken, yazılı şekilde tarafların kesinleşen boşanma ilamı hakkında davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden ret, davalı-karşı davacı kadının davası yönünden kabul kararı verilerek boşanma hükmü tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.05.2019 (Çrş.)