Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2019/71 E. 2019/8572 K. 11.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/71
KARAR NO : 2019/8572
KARAR TARİHİ : 11.09.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 20.09.2018 gün ve 2016/22412 Esas – 2018/9739 Karar sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanun’la ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yersizdir.
2-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının ( TMK m. 166/son ) yapılan yargılaması sonunda, mahkemece Türk Medeni Kanunu 166/son. madde koşulları oluştuğu, her iki tarafın da küçük şeylerden tartışma çıkardıkları, kısa sürede ayrıldıkları, evliliğin devamında taraflar ve toplum açısından bir yarar bulunmadığı, gerekçesiyle tarafların boşanmalarına ( TMK m. 166/son), kadının nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı kadın tarafından tüm yönlerden temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 20.09.2018 tarih 2016/22412 esas ve 2018/9739 karar sayılı ilamı ile “…2-Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek boşanma davasının kabulüne karar verilmişse de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan, bunun yanında fiili ayrılık döneminde de davalı kadını hırsızlıkla itham eden ve bu eylemi nedeniyle manevi tazminat ödemeye mahkum edilen davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olaylarda davacı erkek tam kusurlu olup, gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerden ise hüküm onanmıştır. Davacı erkek tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı erkeğe kusur olarak yüklenen fiili ayrılık döneminde davalı kadını hırsızlıkla itham ettiği vakıasının erkek tarafından değil, erkeğin oğlu tarafından gerçekleştirildiği ve erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenemeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda, fiili ayrılığa sebep olan erkeğin yine de tamamen kusurlu olduğu, davacı erkeğin belirlenen bu kusurlu davranışının davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, Türk Medeni Kanunun 174/2 . maddesi koşullarının kadın yararına oluşmadığı anlaşılmaktadır.Ne varki, bu husus ilk inceleme de gözden kaçırıldığından davacı erkeğe fiili ayrılık döneminde kadını hırsızlıkla itham ettiği ve kadın lehine manevi tazminat verilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle doğru ise de, erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olduğu, kadının Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesine göre mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği ve boşanma sonucu en azından eşinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından, kusuru olmayan kadın yararına mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51 ) dikkate alınarak uygun miktarda maddi tazminat takdirini gerektirmektedir. O halde; erkeğin karar düzeltme talebinin kısmen kabulu ile ;Dairemizin 20.09.2018 tarih 2016/22412 esas ve 2018/9739 karar sayılı ilamının 2. ve 3. bentlerinin kaldırılmasına yerine; “2. bent olarak ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve Medeni Kanunun 174/1. maddesi gereği kadın yararına mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği şeklinde değişik gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/1-4 maddesi gereğince davacı erkeğin karar düzeltme talebinin yukarıda açıklanan sebeple KABULÜNE, Dairemizin 20.09.2018 tarih 2016/22412 esas ve 2018/9739 karar sayılı bozma ilamının 2. ve 3. bentlerinin kaldırılmasına, mahalli mahkeme kararının yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple değişik gerekçe ile BOZULMASINA, davacı erkeğin diğer hususlara ilişkin karar düzeltme isteklerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2019 (Çar.)