Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2019/5322 E. 2019/9539 K. 02.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5322
KARAR NO : 2019/9539
KARAR TARİHİ : 02.10.2019

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-İlk derece mahkemesi, davalı-karşı davacı erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiği ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davacı-karşı davalı kadının erkeğin güven sarsıcı davranışlarını öğrendikten sonra tarafların tartıştıkları ancak arkadaşlarının devreye girmesiyle barışarak akşam dışarıda yemek yeme planları yaptıkları, bu sebeple kadının eşini affettiği, af nedeniyle delil olmasa da ekonomik özgürlüğü bulunmayan kadının bu durumu kabul etmek zorunda kaldığı, bu sebeple davalı-karşı davacı erkeğin güven sarsıcı davranışının kabul edilmesinin gerektiği; davacı-karşı davalı kadının ise, barışmak niyetiyle eşi ve eşinin ailesi ile ortak arkadaşlarının kadının ailesinin evine geldikleri ortamda, eşinin annesini aşağılayarak hakaret ettiği ve kovduğu gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda kadının az, erkeğin ise daha ağır kusurlu olduğunu kabul ederek, karşılıklı boşanma davalarının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine maddi ve manevi tazminata, ortak çocuğun velayetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-karşı davalı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına karar vermiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, görevli Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince 06/07/2018 tarih 2017/2292 esas – 2018/893 karar sayılı kararla; davacı-karşı davalı kadının istinaf talebinin esastan reddine, davalı-karşı davacı erkeğin istinaf isteğinin ise kısmen kabulü ile; “İlk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere, davalı-karşı davacı kocanın güven sarsıcı davranışlarından sonra evlilik birliğinin devam ettiği, davacı-karşı davalı kadının eşinin bu davranışını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olayların, boşanma davasında kusur olarak atfedilemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında, eşinin annesini aşağılayıp evden kovan davacı-karşı davalı kadın ile barışma girişimi sırasında elindeki bardağı yere fırlatan davalı-karşı davacı kocanın boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) talebinin reddine karar verilmiştir.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı kadının eşinin başka kadınla olan mesajlaşmalarını öğrendikten sonra tarafların tartıştıkları, tanıkların araya girmesiyle konunun konuşulduğu ortamda davalı-karşı davacı erkeğin pişmanlığını dile getirdiği, tarafların akşam yemeğe çıkmaya karar verdikleri ancak davacı-karşı davalı kadının aynı günün akşamı ailesinin yanına gittiği ve sonrasında bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı-karşı davacı erkeğin güven sarsıcı eyleminden sonra evlilik birliği devam etmediğinden davacı-karşı davalı kadının davalı-karşı davacı erkeği affettiğinin kabulü mümkün değildir. Davacı-karşı davalı kadının ise ailelerin ve ortak arkadaşlarının tarafların barışmaları için bir araya geldikleri ortamda eşinin annesine, defol git diyerek ortamdan kovduğu vakıası sabit ise de; eşinin annesini aşağıladığı vakıası ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışları yanında güven sarsıcı davranışlarda bulunan erkeğin, eşinin annesini kovan davacı-karşı davalı kadına nazaran boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, yazılı şekilde kusur belirlemesi yapılması doğru bulunmamıştır.
2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m. 174/1-2) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 06.07.2018 tarih 2017/2292 esas – 2018/893 karar sayılı kararının kusur belirlemesi ile maddi ve manevi tazminatlar yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.10.2019 (Çrş.)