Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2019/2874 E. 2019/8942 K. 19.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2874
KARAR NO : 2019/8942
KARAR TARİHİ : 19.09.2019

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin temyiz talebine konu olan 13.02.2019 tarihli kararın davalı erkek vekiline usulüne uygun olarak 22.02.2019 tarihinde tebliğ olunduğu halde, söz konusu karara karşı davalı erkek vekili tarafından yasal iki haftalık süreden sonra 11.03.2019 tarihinde temyiz kanun yoluna başvurulduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin süresinde olmayan temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir (HMK m.92/2, 7035 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değiştirilen HMKm.361/1).
2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b)Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3’üncü bendinde, “…Davacı kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 250 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra aylık 400 TL yoksulluk nafakası olarak devamına… ” denilmiş iken; hükmün 4’üncü bendinde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı kadın lehine takdir edilen aylık 250 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, takdir edilen nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına… ” denilmek suretiyle, hüküm içinde nafaka yönünden çelişki yaratılmıştır. Bir başka ifadeyle, davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile ilgili olarak 3. ve 4’üncü bentler birbirinden farklıdır. Oysa, uyuşmazlığın tutarlı bir hükümle sonlandırılması ve kesin bir çözüm üretilmesi gerekir. Aynı husus hakkında farklı hükümler ortaya konulmak suretiyle yaratılan tutarsızlık hükmü çelişkili hâle getirmiştir ve bozmayı gerektirmiştir.
c)Hukuk Muhakemeleri Kanunu 297/2 maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu anlamda hüküm sonucu, davacı ve davalı arasındaki çekişme hakkında, tarafların talep sonuçlarına ilişkin son sözdür. Hüküm sonucu ile tarafların hak ve yükümlülükleri tespit edilir ve talepleri karara bağlanır. Hâl böyle iken, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ikinci bendinde; “…Konya 3. Aile Mahkemesinin 2017/167 Esas ve 2018/1575 Karar sayılı ilamının gerekçesinden “davalı kocanın eşine hakaret ettiği, kendisine ismi ile değil öküz diye seslendiğinin” çıkarılmasına, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinden “davalının annesinin, davacının annesine hamile olmasına rağmen tekme attığının” çıkarılmasına, yerine “davalının annesinin, davacıya hamile olmasına rağmen tekme attığının” eklenmesine” denilerek, ilk derece mahkemesinin kusura ilişkin gerekçesinde ekleme/çıkarma yapılmıştır. İstinaf incelemesi sonucunda verilen kararın hüküm fıkrasında, HMK m.297/2’ye göre tarafların talepleri hakkında karar verilmesi, onlara yüklenen borç ve tanınan hakların tereddüt oluşturmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, bu düzenlemeye aykırı olarak ilk derece mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinde yapılan ekleme ve çıkarma ile düzeltmeler ve açıklamalara kararın gerekçe bölümünde yer verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde kararın hüküm bölümünde de gerekçeye ait sözlerin tekrar edilmesi doğru görülmediğinden bu yönden de bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalı erkeğin temyiz dilekçesinin REDDİNE, yukarıda 2/b ve 2/c bentlerde açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2019 (Prş.)