YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/7411
KARAR NO : 2019/5793
KARAR TARİHİ : 13.05.2019
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince, davalı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek, erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, davalı-karşı davacı erkeğin her iki dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince 25/04/2018 tarih, 2017/1086 Esas-2018/535 karar sayılı kararla; eşinin ilk evliliğinden olan çocuğu evde istemeyen, üvey çocuğuna “Aptal, salak”, “Seni istemiyorum, sen bu evden git, sana anneannen baksın” diyerek çocuğu odaya kilitleyen, eşine karşı da “Bu bebeği aldıracağım senin gibi salaktan baba olmaz olsa da…gibi embesil çocuğu olur” diyen davacı-davalı kadın ile eşinin hamile olduğunu öğrendiğinde “Sen parçalanmış bir aileye çocuk yapıyorsun” diyen, eşinin akrabalarını ve eşini evden kovan davalı-davacı erkeğin eşit kusurlu olduğu kabul edilerek erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının fazla olması nedeniyle indirilmesine, tarafların tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenilen eşinin ilk evliliğinden olan çocuğa hakaret etmesi ile davalı-karşı davacı erkeğe yönelik “Bu bebeği aldıracağım senin gibi salaktan baba olmaz, olsa da … gibi embesil çocuğu olur” vakıaları ıspatlanmamıştır. ispatlanmayan vakıaların kadına kusur olarak yüklenilmesi mümkün değildir. Bölge adliye mahkemesince belirlenen gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkek, kadına nazaran daha fazla kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olaylarda davalı-karşı davacı erkek daha fazla kusurlu olup, Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda, kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine göre kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.05.2019 (Pzt.)