Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2018/6806 E. 2018/15339 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6806
KARAR NO : 2018/15339
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından; tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi, velayet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı kadın, temyiz dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuştur. Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanun’un 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay’a da yapılabilir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 337/1. maddesi uyarınca da duruşma yapılmaksızın talep hakkında karar verilebilir. Davalının adli yardım talebini içeren dilekçesi ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davalının adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2-Tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı kadına kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının, güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b)Boşanma veya aykırılık vukuunda çocuk kendisine tevdii edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK m.182). Ancak velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması, mali gücü varsa söz konusu olur. Davalı kadının dosya içerisindeki ekonomik ve sosyal araştırma tutanağına göre ev hanımı olduğu, düzenli bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden davalı kadının velayeti babaya bırakılan ortak çocuk için iştirak nafakası ile sorumlu tutulması doğru bulunmamıştır.
c)Mahkemece, davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat talebi süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Mahkemece verilen ilk karar, Dairemizin 29.03.2017 tarihli ilamıyla dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön incelemeye geçilerek işin esası hakkında karar verildiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve davalı kadına erkeğin dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davacı erkek de kadının cevabına süresinde verdiği cevap dilekçesinde tazminat taleplerini belirtmiştir. Bu duruma göre erkek dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında ve süresinde tazminat talebinde bulunmuştur. Gerçekleşen kadının bu kusurlu davranışları erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Somut olayda erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gerçekleşen kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacı erkek tarafından usulüne uygun talep edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b. ve 2/c. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2018 (Salı)