Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2018/6744 E. 2018/15370 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6744
KARAR NO : 2018/15370
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma – Ziynet Alacağı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından ziynet eşyalarının kısmen reddi, ziynetlerin dava tarihi itibarıyla değerlerinin belirlenmesi, kusur belirlemesi, yoksuluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ile erkek yararına hükmolunan tazminatlar yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat miktarı, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası, ortak çocuklar yararına hükmolunan nafakalar, ziynet alacağı, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 18.09.2018 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı … Akkuyruk vekili Av. … geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-davacı … ve vekili gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Tarafların münhasıran ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının hasren yapılan incelemesinde;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların münhasıran ziynet alacağı davasına yönelik temyizlerine ilişkin olarak, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b)Davacı-davalı kadın istediği ziynetlere ek olarak, 17.06.2016 tarihli bilirkişi raporunda tespiti de yapılan usulüne uygun 24.06.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle de dava konusu hale gelen 1 adet 14 ayar yüzük ve 2.800 TL takı parası ile daha önceden talep olunan bir adet saatinde kadının elinden alındığı sabittir. Hal böyleyken mahkemece davacı-davalı kadının 2.800 TL takı parası, 1 adet 14 ayar yüzük ve 1 adet saat talebi yönünden de davanın kabulüne karar verilecek yerde, kadının işbu taleplerini de kapsayacak şekilde ziynetler yönünden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2-)Tarafların boşanma davalarına yönelik temyiz incelemesinin hasren yapılan incelemesine gelince;
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/1-c maddesinde; “Hüküm ‘Türk Milleti Adına’ verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar. Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp, değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK’nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Yine, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Somut olayda, yerel mahkeme kararında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafında kusurlu olduğu ancak davacı-davalı kadının kusurunun davalı-davacı erkeğe nazaran daha ağır olduğu belirtilmiş ise de, tarafların kusurları somut olarak belirtilmemiş, kusur değerlendirmesine esas alınan vakıalar gerekçede gösterilmemiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkelere uygun bir gerekçe gösterilmeksizin karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda 1/b ve 2. bentler uyarınca BOZULMASINA, 2. bentte belirtilen bozma sebebine göre, tarafların karşılıklı boşanma davaları ve fer’ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma ve inceleme kapsamı dışında kalan temyize konu münhasıran ziynet alacağı davasına yönelik itirazların ise yukarıda 1/a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.630 TL. vekalet ücretinin…’dan alınıp …’ya verilmesine, aşağıda yazılı harcın İlhan’a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran …’ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2018 (Salı)