Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2018/5267 E. 2018/15359 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5267
KARAR NO : 2018/15359
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından velayetler yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; velayetler, iştirak nafakaları ve çocukların kuruma yerleştirilmesi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 25/12/2018 günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece ortak çocuklar 2010 doğumlu …. ile 2011 doğumlu …’nın velayetlerinin her iki ebeveynden de kaldırılarak, çocukların bakım ve gözetiminin sağlanması ve koruma tedbiri aldırılması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İ1 Müdürlüğüne yazı yazılmasına, derhal tedbiren çocukların bakım ve gözetiminin kurum tarafından yerine getirilmesine, karar kesinleştiğinde küçüklere vasi atanması için sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmiş, her iki tarafla da ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmamıştır.
Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.
Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması, mahkemece çocuk ya da çocukların bizzat dinlenerek, görüşü alınıp ve diğer deliller de göz önüne alınmak suretiyle ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuk ya da çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek velayet konusunda bir karar verilmesi gerekir.
Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar verilmesi gerekir. Yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.
Yukarıda anlatılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yargılama boyunca alınan 02.06.2015 tarihli rapor ile davacı-davalı baba ile görüşülmeksizin tek taraflı alınan 02.06.2017 tarihli rapor arasında çelişki mevcut olduğu gibi, bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin sonradan alınan uzman raporu ve davacı-davalı babanın beraatiyle sonuçlanan ceza yargılamasına konu olan olayın hükme esas alındığı görülmektedir. Yargılama boyunca alınan her iki uzman raporu da bu haliyle hüküm tesisi için yeterli değildir. O halde idrak çağında olan 2010 doğumlu … ile 2011 doğumlu…’nın da bizzat ya da istinabe yoluyla eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin hakim tarafından kendisinden sorulması (Yargıtay HGK16.03.2012 tarih E.2011/2-884-K. 2012/197 ile 22.01.2014 tarih E.2013/2-2085-K.2014/30) ve yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m.5) ortak çocukların hali hazırda yaşadıkları kurum ile anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının ya da ebeveynlerinden velayetlerinin kaldırılmasının çocukların üstün yararlarına bir başka deyişle menfaatlerine uygun olup olmayacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile velayet yönünden yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.12.2018(Salı)