Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2018/4737 E. 2018/12095 K. 30.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4737
KARAR NO : 2018/12095
KARAR TARİHİ : 30.10.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma – Bağımsız Tedbir Nafakası

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece erkeğin davasının Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesi uyarınca kabulüne, kadının davasının ise Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi uyarınca kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı-davalı erkek tarafından daha önce açılan ve reddedilen boşanma davasında erkeğin bağımsız konut temin etmediği, bu sebeple kusurlu olduğu hükmen belirlenmiştir. Davalı-davacı kadın karşı dava dilekçesinde ileri sürdüğü “Erkeğin arkadaşlarıyla birlikte çocuğu kaçırmaya çalışırken kendisine şiddet uyguladığına” dair vakıaya daha önce erkek tarafından açılan ve reddedilen davada verdiği cevap dilekçesinde de dayanmış, fakat reddedilen ilk davada erkeğe bağımsız konut temin etmeme dışında herhangi bir kusurlu davranış yüklenmemiştir. Erkek tarafından açılan ve reddedilen ilk davanın açılmasından önceki olaylara dayalı olarak davacı-davalı erkeğe bağımsız konut temin etmeme dışında yeni bir kusurlu davranış yüklenmesi mümkün değildir. İlk davanın açılmasından sonra tarafların bir araya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde erkekten kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Davalı-davacı kadının tanıklarının anlattığı olaylar ilk davanın açılmasından önceki döneme ilişkin olduğundan bir değer taşımamaktadır. Öyleyse davacı-davalı erkeğin reddedilen ilk davada hükmen belirlenen bağımsız konut temin etmeme şeklindeki kusurlu davranışı davalı-davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesindeki koşullar oluşmamıştır. O halde davalı-davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.10.2018 (Salı)