Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2018/1426 E. 2018/13406 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1426
KARAR NO : 2018/13406
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma – Ziynet Alacağı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından maddi ve manevi tazminatın reddi, erkek lehine hükmedilen manevi tazminat ve ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise manevi tazminatın miktarı ile yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-karşı davalı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelini talep etmiştir. Mahkemece tefhim edilen kısa kararda ve hükümde aynen iadesine olmadığı taktirde bedelinin tahsiline hükmedilen ziynetlerin gramları ayrı ayrı gösterilmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2.) fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanunun 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece verilen ilk hükümde her iki tarafın boşanma davasının kabulü ile boşanmalarına, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş, iki tarafın temyizi üzerine, Dairemizin 03.05.2016 tarihli kararı ile erkeğe manevi tazminat verilmesi, kadının tazminat talepleri ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmesi ve ziynet alacağı davasının kabulü gerektiğinden bahisle her iki taraf lehine hüküm bozulmuştur. O halde erkek lehine de hüküm bozulmuş olduğuna göre, davalı-karşı davacı erkeğin bozma sonrası yaptığı yargılama giderlerinin kadından tahsiline karar verilmesi gerekirken, sadece kadının bozma sonrası yaptığı yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre ziynet alacağı davasının esasına yönelik kadının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.11.2018 (Per.)