Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2017/6497 E. 2018/13646 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/6497
KARAR NO : 2018/13646
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Alacak

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıasına yönelik tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğu, hastaneden istenilen kayıtların ise fiziksel şiddeti ispatlamaya yeterli olmadığı, yine taraflar arasındaki ceza dosyasındaki suç tarihinin, dava tarihinden sonra fakat ıslah tarihinden öncesine ait olmakla birlikte ceza dosyasındaki kadının darba yönelik raporunda sadece “saçlı deride ağrı şikayeti” bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda erkeğe yüklenen “fiziksel şiddet” vakıası dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olup erkeğe kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin ispatlanan bir kusurunun bulunmadığının kabulü gerekirken hatalı kusur belirlemesi ile yazılı şekilde erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, tazminat sorumlusunun da kusurunun varlığı gerekir. (TMK m. 174/2). Yukarıda 2. bentte de açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Öyleyse davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesi sonucu kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı kadın 11.09.2014 tarihinde sunduğu usulüne uygun olarak harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile ayrıca zarar gören ev eşyaları için yasal faiziyle birlikte 15.000-TL maddi tazminat talep etmiş, talebi ispatlanamadığı gerekçesiyle mahkemece reddedilmiştir. Davalı erkek duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, davacı kadının boşanmanın fer’isi niteliğinde olmayan ve mahkemece reddedilen maddi tazminat talebi yönünden erkek yararına ayrıca nispi vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2018 (Çrş.)