Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2017/5346 E. 2018/338 K. 10.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5346
KARAR NO : 2018/338
KARAR TARİHİ : 10.01.2018

….
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 05.07.2017 gün ve 2016/2542-2017/8370 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istekleri yersizdir.
2-Mahkemece davacı kadının boşanma davasının kabulü ile kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, tarafların temyizi üzerine mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığından kadın lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden bahisle Dairemizce bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır. Davacı kadın süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dairemizce yapılan karar düzeltme incelemesi neticesinde; mahkemece verilen hükümde erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği ve sadakatsiz olduğu gerekçesiyle tamamen kusurlu olduğundan bahisle boşanmaya karar verildiği ve Dairemiz bozma ilamında erkeğe yönelik kusurların gerçekleştiğinin kabul edildiği halde kadına manevi tazminat verilemeyeceği yönünde bozma yapılması doğru değildir. Ne var ki bu hususun ilk incelemede gözden kaçtığı anlaşılmaktadır. Davalı erkek tarafından kusur belirlemesine yönelik karar düzeltme talebinde bulunulmadığına göre, mahkemece belirlenen bu kusurlu davranışlar kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektirmektedir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat azdır.

…/….

Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat (TMK.m. 174/1-2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davacının karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne-kısmen reddine, Dairemizin 05.07.2017 tarih, 2016/2542 esas, 2017/8370 karar sayılı onama-bozma ilamının manevi tazminata yönelik bozma bölümünün kaldırılmasına, hükmün maddi manevi tazminat miktarı yönünden bozulmasına, davacı kadının diğer karar düzeltme taleplerinin usul ve kanuna uygun olmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı kadının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kısmen kabulü ile Dairemizin 05.07.2017 tarih, 2016/2542 esas ve 2017/8370 karar sayılı onama-bozma kararının kısmen kaldırılmasına kararın kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA, davacı kadının diğer karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.01.2018 (Prş.)

…..