Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2016/24149 E. 2018/10574 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/24149
KARAR NO : 2018/10574
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenen eşinin Almanya’ya uyum sağlamasına yardımcı olmadığı vakıasına dair somut bir bilgi ve beyan dosya içerisinde mevcut olmadığından davacı-davalı erkeğe kusur olarak yüklenemez. Ancak davacı-davalı erkeğin eşine bağımsız konut açmadığı sabittir. Davacı-davalı erkek aşağılama vakıasına dava ve cevap dilekçelerinde dayanmadığından usulünce ve süresinde dayanılmayan telefon yazışmalarındaki kadının erkeğe yönelik sözleri kusur belirlemesinde hükme esas alınamaz. Davacı-davalı erkek bağımsız konut temin etmediğinden davalı-davacı kadının Almanya’dan Türkiye’ye dönmesi de kadına kusur olarak yüklenemez. Yine dinlenen davacı-davalı erkeğin bazı tanıklarının sözleri maddi hadiselere dayanmayıp, soyut ve genel nitelikte, bazıları ise duyuma dayalı olduğundan hükme esas alınamaz. Gerçekleşen bu duruma göre davalı-davacı kadının kusurlu bir davranışı ispatlanamamış olup, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü ile davasının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, kadının kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin boşanma talebinin konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m. 331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3-Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı davalı erkeğin, yukarıda açıklanan sebeplerle tam kusurlu olduğu anlaşıldığına göre, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin (1.) fıkrası gereğince uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken bu isteğin reddi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.10.2018(Çrş.)