Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2016/22545 E. 2018/10096 K. 27.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/22545
KARAR NO : 2018/10096
KARAR TARİHİ : 27.09.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkek lehine takdir edilen manevi tazminat, nafakaların ve tazminatların miktarları yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davası, kusur belirlemesi, lehine takdir edilen manevi tazminatın miktarı, kadın lehine takdir edilen nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece, davalı-davacı erkek, kadına nazaran ağır kusurlu kabul edilerek karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, taraflar hakkında fiziksel şiddet suçu sebebiyle açılan ceza davasında meşru müdafa sebebiyle kadın için beraat kararı verildiği, bu kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli, diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlıdır. Bu sebeple davacı-davalı kadına kusur yüklenemez. Davalı-davacı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğundan, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Ne var ki, hükmün bu bölümü temyizin kapsamı dışında bırakıldığından bu husus bozma sebebi yapılmamış, tenkit edilmekle yetinilmiştir.
2- Temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır
c)Boşanma davalarında tarafların kusurlu davranışları değerlendirilip tek kusur belirlenerek, kusurun derecesine göre tazminata hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden erkek yararına da tazminata (TMK m. 174/2) hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurlu olan erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
d)Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece kolluk marifetiyle yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağına göre, davacının ev hanımı olduğunun bildirildiği, … kaydı ve kadın vekilinin beyanına göre ise davacı-davalı kadının çalıştığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-davalı kadının bir işte çalışıp çalışmadığı hususunda dosya kapsamına göre çelişki mevcuttur. Bu bağlamda mahkemece, davacı-davalı kadının düzenli bir işi ve kendisini yoksulluktan kurtaracak sürekli bir gelirinin olup olmadığı hususundaki çelişki giderilmeden, eksik incelemeyle davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2-b, 2-c ve 2-d bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise yukarıda 2-a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.09.2018 (Prş.)