Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2016/16297 E. 2018/5407 K. 24.04.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16297
KARAR NO : 2018/5407
KARAR TARİHİ : 24.04.2018

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise, tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece, davacı-davalı kadın tam kusurlu bulunarak kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne hükmedilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı; davalı-davacı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşinin ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, eşine sinkaflı küfürler ettiği, eşinin babasına “Kızınızı boşadım” dediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı kadın da dava açmakta haklıdır. Davacı-davalı kadının boşanma davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir,
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları yersizdir.
3- Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle davalı-davacı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadına nazaran daha ağır kusurludur. Hal böyle iken, mahkemece davacı-davalı kadının tam kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddi gerekirken kabulü doğru olmayı, bozmayı gerektirmiştir.
b-Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu bulunan davalı-davacı erkeğin kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu duruma göre davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
c-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının az kusurlu olduğu, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde,davacı-davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3-a, 3-b ve 3-c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Mustafa’ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 143.50 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Bahar’a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.04.2018