Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2016/16130 E. 2018/5332 K. 19.04.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/16130
KARAR NO : 2018/5332
KARAR TARİHİ : 19.04.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tasarruf Yetkisinin Sınırlanması

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından her iki davada verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Mahkemece davalı erkek tam kusurlu bulunarak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Davacı kadın, daha önce Kuşadası 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/68 esas sayılı dosyasında 19.02.2013 tarihinde açtığı boşanma davasında davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karar kesinleşmeden davacı kadın tarafından 21.05.2013 tarihinde davadan feragat edilmiştir. Feragatle, erkekten kaynaklanan ve mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen önceki olayları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Davalı erkeğin bu davanın açıldığı tarihten sonra başkaca kusurlu davranışı ispatlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2- Mahkemece davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 199. maddesi uyarınca tasarrufun sınırlamasına ilişkin talebi hakkında boşanma ve boşanmanın mali sonuçları hakkında karar verildiği bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 199’ncu maddesinde düzenlenen, eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlanması, “Evlilik birliğinin korunması” önlemlerinden olup, sınırlandırmaya şartlarının varlığı halinde evlilik birliği devam ediyorsa başvurulur. Evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bu hüküm artık uygulanamaz. Mahkemece her ne kadar boşanma isteminin kabulü yönünde karar verilmişse de henüz kesinleşmeyen karar nedeniyle evlilik birliğinin devam ettiği ve davanın konusuz kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken; davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 199. maddesi uyarınca tasarrufun sınırlanmasına ilişkin davası tefrik edilip, delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.04.2018