Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2016/13421 E. 2018/11 K. 08.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13421
KARAR NO : 2018/11
KARAR TARİHİ : 08.01.2018

……

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Mahkemece, ortak çocuk 08.07.2007 doğumlu ….elayeti “çocuk …..duruşmada davalı annesiyle birlikte kalmak istediğini beyan etmiş ise de çocuğun asıl kalmak istediği kişinin anneannesi olduğu, açılan davaya kadar çocuğa bizzat anneannenin baktığı, çocuk ile baba arasında olumsuz bir olayın yaşanmadığı, davacı babanın çocuk ile iyi ilgilendiği, eğitiminin ….. merkezde devam ettiği, davalı annenin köyde oturduğu, çocuğun gelecekteki eğitim durumu da dikkate alınarak velayetinin babaya verilmesinin çocuğun yararına olacağı” gerekçesiyle davacı babaya bırakılmıştır.
Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde vermesi gereken karar; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.

Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir.
Mahkemece yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuk velayet konusunda bizzat dinlenmiş, ortak çocuk 19.01.2016 tarihli duruşmada annesi ile birlikte yaşamak istediğini beyan etmiştir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda da, annenin velayeti yerine getirebilecek bilinç ve sorumluluğa sahip olduğu, sosyal ve ekonomik durumunun velayeti üstlenmesine engel olmadığı rapor edilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, velayete ilişkin kararların kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve şartların değişmesi halinde velayetin yeniden düzenlenebileceği de gözetilerek, ortak çocuğun velayetinin; görüşlerini ifade etme yaşında bulunan ortak çocuğun görüşü doğrultusunda velayet görevini yerine getirme konusunda engel bir hali bulunmadığı tespit olunan davalı anneye bırakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hüküm temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.01.2018(Pzt.)

….