Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2016/11109 E. 2017/1492 K. 14.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11109
KARAR NO : 2017/1492
KARAR TARİHİ : 14.02.2017

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.02.2017 günü temyiz eden davacı … ile vekili Av. … ve karşı taraf davalı … ile vekili Av. … geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı baba, boşanma ile velayeti davalı anneye bırakılan ortak çocuk 04.07.2009 doğumlu …’nin velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece anne tarafından velayet görevinin gereği gibi yerine getirildiği ve velayetin değiştirilmesini gerektiren bir sebebin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Velayet düzenlemesinde: çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de, aynı yönde karar vermesi; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar.
Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin haklan, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir.
Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi tnlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir İnsan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır.
Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.

../….

Boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerekmektedir.
Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür (TMK m.324/1).
Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar degerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; ortak çocuk davalı anne ile birlikte yaşayan, davalı annenin davanın açılmasından sonra 24/05/2014 tarihinde evlendiği eşinin bir sosyal paylaşım sitesinde birden çok kez küfür ve cinsellik içeren paylaşımları yanında, davaya konu ortak çocuğun makyajlı ve bikinili fotoğraflarını paylaştığı, altlarında da özensiz veya olumsuz çağrışım oluşturabilecek yorumlarda bulunduğu, annenin de dava sürecinde babayı icra takibi yapmaya zorlayarak çocuk ile babanın kişisel ilişki kurma hakkını engellediği; anne ve çocuğun evde bulunmaması ya da anne tarafından yönlendirilen çocuğun istememesi sebepleriyle 24/01/2016, 30/01/2016 ve 23/01/2017 tarihlerinde icra yoluyla dahi kişisel ilişkinin kurulamadığı anlaşılnaktadır. Öncelikle; davalı annenin eşinin, herkese açık internet platformundaki görsel ve yazılı paylaşımlar ve çocuk ile ilgili yaptığı paylaşımlar dikkate alındığında, çocuğun bulunduğu mevcut ortam, fiziksel ve psikolojik yöndeki gelişimini olumsuz etkileyecek niteliktedir. Ayrıca davalı annenin de babalık duygularının tatmini ve çocuğun sağlıklı gelişimi bakımından gerekli olan, baba ve çocuk arasında kişisel ilişki kurma hakkını engellemeye yönelik davranışlarda bulunarak velayet hakkını kötüye kullandığı anlaşılmakla; yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın kabulü ile dava konusu ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.02.2017 (Salı)