Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/9650 E. 2015/24434 K. 17.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/9650
KARAR NO : 2015/24434
KARAR TARİHİ : 17.12.2015

MAHKEMESİ : Milas 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/475-2014/161

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen Geçici 3. maddenin (1.) fıkrasında “Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin”, aynı maddenin (2.) fıkrasında da, “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı” öngörüldüğünden, temyiz isteğinin incelenmesinde 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümleri uygulanmıştır.
Temyiz edilen karar temyiz eden davalıya 01.09.2014 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 08.10.2014 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir. Ne var ki aile mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay’a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca (1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 k. sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davalı erkeğin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre,
davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Boşanma davalarında vekalet ücreti kabul veya ret durumuna göre verilir. Boşanmanın eki niteliğinde olan tazminat ve nafakalar için ayrıca vekalet ücretine hükmedilemez. Davacı kadının açtığı boşanma davası kabul edildiğine göre sadece davacı kadın yararına vekalet ücreti verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davalı erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemişse de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMUK m. 438/7).
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2-b bendinde gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 8. bendinin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş şekliyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2-a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı erkeğin temyiz isteminin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.12.2015 (Perş.)