Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/7838 E. 2015/7866 K. 20.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/7838
KARAR NO : 2015/7866
KARAR TARİHİ : 20.04.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Kaldırılması Yahut Sınırlandırılması

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Velayet hakkına sahip olan davacı, çocukla diğer taraf (babası) arasında tesis edilen kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun bozulduğunu, davalının kişisel ilişki hakkını amacına aykırı kullandığını, çocuğa fiziki şiddet uyguladığını ileri sürerek, kişisel ilişkinin kaldırılmasını, bunun kabul edilmemesi halinde süresinin daraltılmasını istemiştir.
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Tarafların müşterek çocuğu 2008 doğumludur. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Bir çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Bu tür kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engel olunabilir. Hükme esas alınan sosyal inceleme raporu, baba ile görüşülmeden tek taraflı olarak hazırlanmış olup, çocuğun beyanlarına dayanmaktadır. Dosyada, çocuğun beyanlarını doğrulayan bir delil ve olgu bulunmamaktadır. Davacı tanıklarının sözleri de davacıdan duyduklarına dayanmakta olup sabit kabul edilemez. Bu haliyle rapor, davalıdan kişisel ilişki hakkının alınmasını veya bu hakkın sınırlandırılmasını gerektirecek yeterlikte değildir. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.04.2015 (Pzt.)