Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/4124 E. 2015/18185 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4124
KARAR NO : 2015/18185
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : Beykoz Aile Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2011/550-2014/1235

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece; “tarafların para yüzünden tartıştıkları, davalı kadının birlik görevlerini yapmadığı ve duruşmada akli dengesinin yerinde olduğu gözlenen davacı erkeğin davalı ile bir araya gelmek istemediği” gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; tarafların 2008 yılında davalı kadının önceki evliliğinden olan çocuğunun geçirdiği trafik kazası sonrasında yoğun bakımda tedavi gördüğü süreçte onunla ilgilenmek için birlikte Malatya’ya gittikleri, bir süre burada birlikte yaşadıkları, sonrasında davacının sağlık durumunun kötüye gitmesi nedeniyle davacının önceki evliliğinden olan çocuklarına haber verilmesi üzerine davacının, çocukları tarafından İstanbul’a götürülerek tedavi ettirildiği, kendi çocuğunun tedavi sürecinin tamamlanmasından sonra ortak konuta dönen davalı kadının, davacının önceki evliliğinden olan kızı Hatice tarafından “aç köpek paran mı bitti, niye geldin” denilerek kovulduğu, davacının da eşini istemediğini belirterek onu dinen boşadığını söylediği, bunun üzerine davalı kadın tarafından 17.11.2008 tarihinde tedbir nafakası (TMK.md.197) davası açıldığı ve Beykoz Aile Mahkemesi’nin 2010/524 esas, 2011/545 karar sayılı kararı ile davalı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle lehine tedbir nafakasına hükmolunduğu ve kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin onama ilamı üzerine 19.04.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı kadının boşanmaya neden olan kusurlu bir davranışı ispatlanamadığı gibi, kadının ayrı yaşamakta haklılığı da tedbir nafakası davasında hükme bağlanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine göre boşanmaya karar vermek için davalının az da olsa kusurlu bulunması zorunludur. Oysa toplanan delillerden davalı kadının kusuru kanıtlanamamıştır. Davacı tam kusurludur. Bir kimse sırf kendi kusuruna dayanarak boşanma hükmü elde edemez. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.10.2015(Pzt.)