Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/24824 E. 2017/4787 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/24824
KARAR NO : 2017/4787
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ve mal rejimi tasfiyesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-karşı davalı kadının, birlik görevlerini yerine getirmediği ancak boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-karşı davacı erkek dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuş, boşanma davası kesinleşmekle söz konusu dava görülebilir hale gelmiştir. Bu dava boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, ayrıca harca tabidir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacının mal rejiminin tasfiyesi yönündeki talebi ile ilgili maktu peşin harç alınmamıştır. Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu m.30-32). Mahkemece, erkeğe noksan harcın tamamlatılması konusunda takip eden celseye kadar süre verilip, tamamlanması halinde bu konudaki talebi ile ilgili delillerin değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3-Ortak çocuk … 2008 doğumlu olup idrak çağındadır. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6.
maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Mahkemece çocuğa görüşünü ifade etmesi olanağı tanınmamıştır. Mahkemece yapılan iş; ortak çocuk …’nin olası sonuçları hakkında bilgilendirilerek velayeti ile ilgili tercihinin sorulması, mahkemece alınan uzman raporunun taraflara tebliği sağlanarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çocuğun üstün yararının velayetinin ebeveynlerden hangisine bırakılmasında olduğunun saptanması, hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususların üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Sibel’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran …’a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.04.2017(Çrş.)