Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/21299 E. 2016/14794 K. 16.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21299
KARAR NO : 2016/14794
KARAR TARİHİ : 16.11.2016

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca kadının davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece; kısa kararda kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına hükmedilmiş, kararın gerekçesinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kadının davasının kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında tarafların Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine göre anlaşmalı boşanmalarına hükmedilerek, kısa karar ve hükmün gerekçesi ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (6100 s. HMK m. 298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde, mahkemece yapılacak iş, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer bölümlerinin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 16.11.2016 (Çrş.)

KARŞI OY YAZISI

Her iki boşanma davası da , evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılmıştır.
Mahkemece davacı-davalının boşanma davası reddedilmiş, davalı-davacının boşanma davası kabul edilmiştir.
Hükmün, boşanma kararı yönünden temyiz edilmeyip,bu yönden kesinleşme işlemi yapıldığı ve kararın nüfus müdürlüğüne de gönderildiği anlaşılmaktadır.
“Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir” [HMK.m.304-(1)].
Somut olayda, kısa karara kanun maddesi yazılmadığı, kararın gerekçesinde yer verilen açıklamalardan ise, boşanma hükmünün, Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin (3.) fıkrasına değil, aynı maddenin “1.” fıkrasına dayalı olarak verildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçeli kararın boşanma ile ilgili hüküm bölümüne, Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin “1.” fıkrası yerine “3.” fıkrasının yazılması ise, maddi hataya dayalı olup, bu hatanın mahallinde düzeltilmesi her zaman için mümkündür. Dairemizin yerleşik içtihatları da bu yöndedir. (Dairemizin, 28.11.2006 gün ve 2006/9646 E-2006/16472 K, 02.04.2007 gün ve 2006/16599 E-2007/5424 K, 28.05.2008 gün ve 2007/9194 E-2008/7520 K, 15.07.2009 gün ve 2008/11817 E- 2009/14119 K, 09.03.2010 gün ve 2009/2066 E-2010/4408 K, 26.01.2011 gün ve 2010/109 E- 2011/1150 K, 21.02.2012 gün ve 2011/6814 E-2012/3402 K, 02.04.2013 gün ve 2012/22843 E-2013/9054 K, 03.03.2014 gün ve 2013/22077 E-2014/4435 K, 19.10.2015 gün ve 2015/20041 E- 2015/18537 K, 21.03.2016 gün ve 2015/14375 E- 2016/5482 K. sayılı benzer kararları).
Öte yandan, “ Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” [HMK m.30-(1)].
Sayın çoğunluğun görüşü, Dairemizin yerleşik içtihatları ve [HMK.m.30-(1)]’ de düzenlenen usul ekonomisi ilkesine de uygun değildir. Bu sebeple, temyiz edilen hükmün, temyiz istemi çerçevesinde esastan incelenip sonuçlandırılması gerekirken, sırf maddi hatadan dolayı, üstelik kesinleşen yönleri de kapsayacak şekilde, tamanının bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.