Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/18939 E. 2015/19382 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18939
KARAR NO : 2015/19382
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

MAHKEMESİ : Bursa 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2013/705-2014/593

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 3.6.2015 gün ve 25725 – 11549 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre,
“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.”
Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir.
Türk Medeni Kanununun 193. maddesi ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanununun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin” korunması amacıyla sınırlandırılmıştır.
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez.Aile konutunun devredilmesi ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir.
Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle sözkonusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir (GÜMÜŞ, Mustafa Alper, Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yeni Şerhler; Vedat Kitapçılık, İstanbul 2007, Birinci Basıdan İkinci Tıpkı Bası, 41-42 sh.).
Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutunu diğer davalı İbrahim’e devretmiş, bu işlem sırasında davalı eş tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır.
Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde satış işleminin, davalı İbrahim’in taşınmazın alımına ve yapılmasına yaptığı katkı nedeniyle yapılmış olduğu iddiasının da önemi bulunmamaktadır.Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 194/1 maddesi eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih ve 2013/2-2056E-2015/1201K sayılı kararı)
Gösterilen sebeplerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Ne var ki, ilk inceleme sırasında bu husus gözden kaçırılarak mahkemece verilen davanın reddine dair karar onanmış bulunduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 03.06.2015 tarih ve 2014/25725 esas-2015/11549 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince davacının karar düzeltme talebinin KABULÜNE, Dairemizin 03.06.2015 tarih ve 2014/25725 esas-2015/11549 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, tashihi karar harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.10.2015 (Pzt.)