Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/18204 E. 2015/17887 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18204
KARAR NO : 2015/17887
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2015
NUMARASI : 2014/409-2015/264

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflardan kadının akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasına karşılık, kocanın açmış olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsılma sebebine dayalı karşılıklı boşanma davalarında, mahkeme 07.05.2013 tarihli kararı ile; her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların tazminat isteklerinin reddine, davacı-davalı kadın lehine 200 TL tedbir nafakası verilmesine, kadının yoksulluk nafakası ile erkeğin nafaka isteklerinin reddine hükmedilmiş, hükmü davalı-davacı erkek kadının boşanma davası, fer’iler ve alacak davası yönünden temyiz etmiş, Dairemizin 17.02.2014 tarihli ilamı ile hüküm kadının tam kusurlu olması nedeniyle erkek lehine manevi tazminata hükmedilmesi (TMK. mad. 174/2) gerektiği, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde kendisi için nafaka istemediğini bildirdiğinden ve yargılama aşamasında da tedbir nafakası talep etmediğinden talep dışına çıkılarak tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı ve erkeğin alacak taleplerinin de boşanmanın fer’isi niteliğinde bulunmaması sebebiyle eksik nispi harcın tamamlattırılması için Harçlar Kanununun 30 ile 32. maddelerinde öngörülen işlemlerin tamamlanmasından sonra Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bu talepler hakkında görevli olduğunun nazara alınması yönünde bozulmuştur. Bozma hükmünden sonra 21.02.2014 tarihinde davalı-davacı erkeğin mirasçıları davayı takip ettiklerini mahkemeye bildirmiş, davacı-davalı kadın ise Yargıtay bozma ilamı tebliğ edilmiş olmasına rağmen bu karara karşı karar düzeltme yoluna gitmemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesinden sonra kurmuş olduğu temyize konu hükmünde; erkeğin ölümü ile evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle boşanma davasının konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu bulunduğunun tespitine (TMK. Mad 181) ve şartları oluşmayan tazminat istekleri ile nafaka isteklerinin reddine karar verilmiş, davalı-davacı erkek mirasçıları da hükmü boşanma davasının konusuz kalması, kusur tespiti ve tazminat isteklerinin reddi yönünden temyiz etmiştir.
1- Mahkemenin 07.05.2013 tarihli kararında tarafların her iki boşanma davası kabul edilerek boşanma hükmü kurulduğu ve davalı-davacı erkeğin hükmü, kadının boşanma davası, feriler ve alacak davası yönünden temyiz etmiş olduğu nazara alındığında, taraflara yapılan karar tebliğine göre erkeğin boşanma davası temyiz edilmeyerek 17.7.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Tarafların evliliği kesinleşen bu boşanma hükmü ile sona ermiş olmasına rağmen, mahkeme tarafından “erkeğin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sona erdiği ve davanın konusuz kalması sebebiyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmada davacı-davalı kadının tam kusurlu bulunduğuna” şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı-davacı erkeğin sağlığında açmış olduğu boşanma davası ile lehine manevi tazminat (TMK mad. 174/2) verilmesi gerektiği yönündeki talebini mahkemede ileri sürmüş olması (TMK 25/4. mad), 17.02.2014 tarihli bozma ilamı ile de bu talebi haklı görülerek davalı-davacı erkek lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirtilmesi ve bu bozma ilamına da davacı-davalı kadının karar düzeltme yoluna başvurmaması sebebiyle, erkeğin davayı takip eden mirasçıları açısından usuli bir kazanılmış hak oluştuğu nazara alınarak, davalı-davacı erkeğin davayı takip etmekte olan mirasçıları lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde isteğin reddine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
3-Davalı-davacı erkeğin boşanmanın fer’isi olmayan eşya, taşınmaz ve para talebine ilişkin alacak istekleri yönünden Dairemizin 17.2.2014 tarihli ilamı ile “bu taleplerle ilgili nispi peşin harcın davalı-davacı erkeğe tamamlattırılması (Harçlar Kanunu md. 30-32 ); harç tamamlandığı takdirde Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi, harç tamamlanmadığı takdirde ise anılan 32. madde uyarınca işlem yapılması gerektiği” belirtilmiş, mahkemece bu bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen talep eden erkeğin ölümü ile bu dava ile ileri sürülmüş alacak haklarının onun terekesine dahil olduğu ve mirasçılarının davaya devam etme arzularının bulunduğu nazara alınarak bozma ilamında gösterilen şekilde nispi harçla ilgili usuli işlemin yapılıp sonucunda görev hususunun düşünülmesi gerekirken, yazılı şekilde isteklerin reddine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.10.2015(Prş.)