YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1789
KARAR NO : 2015/16161
KARAR TARİHİ : 17.09.2015
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, lehine hükmedilen tazminatların ve çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının miktarları, nafaka talebinin reddi ve diğer taraf yararına ziynetlerden dolayı hükmedilen vekalet ücreti yönünden, davalı tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı yararına yargılama sırasında 14.10.2014 tarihli oturumda ara kararı ile Türk Medeni Kanunun 169. maddesi çerçevesinde tedbir nafakası tayin edilmiş olması karşısında, nihai hükümde yer alan “nafaka talebinin reddine” ilişkin hükmün, tedbir nafakasıyla ilgili olmayıp, yoksulluk nafakasına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacının düzenli ve sürekli bir işi ve geliri olmadığı gibi, herhangi bir malvarlığının da bulunmadığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu halde davacı yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi şartları gerçekleşmiştir. Öyleyse, davacı yararına davalının mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir ve tayini gerekir. Bu husus nazara alınmadan isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacının dava dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyalarının tamamı kabul edilmiş, “aynen iadeye, olmadığı takdirde kararda gösterilen bedellerinin tahsiline” karar verilmiştir. Ziynetlerin reddedilen bölümü mevcut değildir. İstek gibi “aynen iadeye, olmazsa ilamda gösterilen bedellerin tahsiline” karar verildiğine göre, talepte yer alan bedele ilişkin fazlalık kısmen ret anlamına gelmez. Ortada ziynetlerin kısmen ret kararı bulunmadığına göre, ziynetlerden dolayı davalı yararına vekalet ücreti tayin edilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.09.2015 (Perş.)