Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/16287 E. 2015/24114 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16287
KARAR NO : 2015/24114
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

MAHKEMESİ : Cizre Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2014
NUMARASI : 2012/1323-2014/136

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine eklenen 2. fıkraya göre; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır”. Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2.maddesinde “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” denilmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun ve yönetmelik hükümlerine göre öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılacak, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde ise, bu kez muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine başka adresi bilinmiyor diyerek doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davranış Anayasanın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir.
Mahkemece, davalı erkeğin bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan mernis adresine Tebligat Kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir. Bu durumda yapılan tebliğler usulsüz olup, davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. O halde mahkemece öncelikle dava dilekçesi, ön inceleme duruşma günü ve tahkikat duruşma günü tebligat zarfında mernis adresi olduğu belirtilmeksizin davalının adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanununun 10/2. maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre (Tebligat Kanunu md.21/2) tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden tebligatların doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre çıkartılması usul ve yasaya ayıkrıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönden incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.12.2015(Çrş.)