Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/162 E. 2015/15483 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/162
KARAR NO : 2015/15483
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkindir. Dava 16.07.2014 tarihinde açılmış, davacı karardan önce 19.09.2014 tarihinde ölmüştür. Davacının ölümü ile vesayet ve buna bağlı olarak vasi tarafından tayin edilen vekilin vekalet görevi sona ermiştir. Bu sebeple vekaleti sona ermiş olan avukata kararın 27.11.2014 tarihinde yapılan tebliği geçersizdir. Bu durumda ölen davacının (davalı dışındaki) mirasçıları tespit edilip, kararın mirasçılarına tebiği ve onlar bakımından temyiz müddeti beklendikten sonra, kararın temyiz edilmesi halinde gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oyçokluğuyla karar verildi. 10.09.2015 (Prş.)

(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Dava, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması isteğine ilişkin olup, yabancı ilamın tarafı olan davacının yasal temsilcisi (vasisi)’nin tayin ettiği vekil tarafından açılmış, davacı yargılama sırasında, hüküm verilmeden önce 19.9.2014 tarihinde ölmüştür. Mahkeme, “davacının ölümüyle şahsiyetin sona erdiğini, bu sebeple taraf sıfatının kalmadığını” belirterek davayı bu sebeple reddetmiş, kararı vasinin tayin ettiği aynı vekil temyiz etmiştir.
Vesayet altındaki şahsın ölümü ile vesayet sona ermiş, vasinin “kanuni temsil” görevi bitmiştir. Dolayısıyla vasinin tayin ettiği vekilin vekalet görevi de kendiliğinden son bulmuştur. Vekalet görevi sona ermiş olan vekilin ölen adına hükmü temyiz etme yetkisi yoktur.
Boşanma, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğuna göre, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınmasını isteme hakkı da, ilamın tarafları bakımından şahsa bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Dolayısıyla, buna ilişkin dava hakkının kullanılmasından sonra davacının ölümü halinde mirasçıları açılmış olan tanıma davasını sürdüremezler. Mirasçılar, hukuki yararları bulunmak koşuluyla kendileri ayrıca dava açabilirler (5718 s. MÖHUK m.52/1) Bu itibarla kararın mirasçılara tebliği de gerekli değildir. Vekalet görevi sona ermiş olan vekilin yaptığı temyiz talebinin reddi gerekir. Bu sebeple sayın çoğunluğun “kararın ölenin mirasçılarına tebliği gerektiğinden” bahisle verdiği iade kararına iştirak edemiyorum. 10.9.2010