Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2015/123 E. 2015/15753 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/123
KARAR NO : 2015/15753
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile tedbir nafakasının kaldırılması yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin redi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 14.09.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı … Tarım geldi, vekili gelmedi. Karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı … vekili Av. ….geldi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece; “evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca tarafların eşit kusurlu davranışlarıyla ulaşıldığı” gerekçesiyle her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-karşı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, buna karşılık davalı-karşı davacı erkeğin ise; sık sık alkol aldığı, eşine hakaret ettiği, saygısız davrandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği ve başka kadınla birlikte yaşamaya başladığı anlaşılmaktadır.Gerçekleşcn bu olaylara göre, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup, her iki davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de; gerçekleşen olaylara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına göre baskın kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Yaşanan olayların dikkate alındığında az kusurlu olan davacı-karşı davalının, davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davacı-karşı davalı kadın bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı da görülmektedir. Bu bakımdan tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri doğru değil ise de, erkeğin karşı davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi şartları gerçekleştiğinden, karşı davada verilen boşanma kararı sonucu bakımından doğru bulunmuş, bu sebeple karşı davada boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi değiştirilmek sureti ile onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK.mad.438/son) ve davalı-karşı davacı erkeğin tüm. davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür.
Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK md. 4, TBK md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md, 186/1), geçimine (TMK md. 185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267. 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına dava tarihinden, boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakası takdir ve tayin edilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılması doğru bulunmamıştır.
5-Davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olmadığı anlaşıldığına göre; mahkemece kadının çalışma durumunun araştırılarak, sürekli çalışıp çalışmadığı, işten ayrılmış ise ayrılma sebebi, sürekli çalışıyor ise gelirinin davacı-karşı davalı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağı araştırılıp değerlendirilerek yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacı-karşı davalı tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.,3.,4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple karşı davada boşanma bakımından hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.100.00 TL vekalet ücretinin İsmail’den alınıp Necmiye’ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2015(Pzt.)