Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2014/4894 E. 2014/8933 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4894
KARAR NO : 2014/8933
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ :İzmir 10. Aile Mahkemesi
TARİHİ :11.12.2012
NUMARASI :Esas No:2012/193 Karar No:2013/1002

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 22.11.2013 gün ve 5346 – 27273 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 227.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 52.40 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oyçokluğuyla karar verildi. 14.04.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Taşınmazın ” aile konutu” olarak özgülendiği tartışmasızdır. Bu konut üzerinde lehine ipotek tesis edilen şirket tacirdir. Ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlüdür (TTK. md. 20/2, 6102 s. TTK. md. 18/2). Bu yükümlülük, alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de gerektirir. Bu özeni göstermeyen iyiniyet savında bulunamaz (TMK. md. 3/2). Kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin kötüniyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine de lüzum yoktur (14.02.1951 tarihli 17/1 sayılı İçt. Bir. Kararı). Bu hukuki durum karşısında davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır. Davacının bu hususlara temas eden karar düzeltme talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğun ret yönünde oluşan görüşüne katılamıyorum.