YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/24972
KARAR NO : 2015/10869
KARAR TARİHİ : 27.05.2015
Taraflar arasındaki “boşanma” ve “karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından, diğer tarafın kabul edilen boşanma davası, fer’ileri, kusur belirlemesi ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden; davalı-karşı davacı tarafından ise, davacı-karşı davalının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Karşılıklı açılan boşanma davaları Hukuk Muhakemeleri Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra ikame edilmiştir. Davalı-karşı davacı, cevap ve karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası isteğinde bulunmamış, 26.03.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası talep etmiş ve aynı oturumda hazır bulunan davacı-karşı davalı bu isteğe muvafakati olmadığını beyan etmiştir. Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun onayı aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ii değer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK.md.141/1). Davalı-karşı davacının ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürdüğü yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. açıkça muvafakat ve ıslah da söz konusu olmadığına göre, davalı-karşı davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Bu husus nazara alınmadan, yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken, bu isteğin esasına ilişkin hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Sunduz’a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Mehmet’e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere yoksulluk nafakasıyla ilgili bozmada oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.27.05.2015 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK. m. 174) ve yoksulluk nafakası (TMK.. m. 175), boşanmanın fer’idir. Boşanma olmaksızın tek başlarına bir davanın konusunu oluşturmazlar. Başka bir ifade ile, maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası boşanma kararının varlığını gerektirir. Dolayısıyla, asıl talebin kabulüne bağlı, fer’i niteliğindeki bu taleplerin, dava dilekçesinde, cevaba cevap dilekçesinde ve davalı bakımından da cevap dilekçesi ile ikinci cevap dilekçesinde yer alması zorunlu değildir. Boşanma davası içinde “iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi” yasağına tabi ve diğer tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın, davanın yerel mahkemedeki tahkikatı sona erinceye kadar istenmesi mümkündür. Bu bakımdan sayın çoğunluğun davalının yoksulluk nafakası talebini “savunmanın genişletilmesi” kapsamında gören ve buna ilişkin yasak başladıktan (HMK.md.141) sonra ileri sürüldüğü için dikkate alınamayacağını kabul eden görüşüne iştirak etmiyorum. Yoksulluk nafakasının esası incelenmelidir.