Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2014/23134 E. 2015/11501 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/23134
KARAR NO : 2015/11501
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların müşterek çocuklarından … ve …’in velayetleri düzenlendiği halde, ergin olmayan diğer ortak çocuk 12.06.1997 doğumlu …’ın velayetiyle ilgili bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir. Bu çocuk halen ergin olmadığına göre, velayetinin düzenlenmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır.
3-Anne yanında bulunan aynı çocuk için, Türk Medeni Kanununun 169’ncu maddesi gereğince uygun miktarda tedbir nafakası tayini gerekirken, bu hususun nazara alınmaması da doğru bulunmamıştır.
4-Velayetleri davalıya bırakılan çocuklar … ve …’in eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında davacının katılmakla zorunlu olduğu (TMK.m.182/2) nazara alınarak, bu çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta hüküm tesis edilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere maddi ve manevi tazminat yönünden oyçokluğuyla, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.03.06.2015(Çrş.)

KARŞI OY YAZISI

Davacı, “psikoz” hastası olup, Türk Medeni Kanununun 405’nci maddesinde yer alan sebeple kısıtlanmıştır. Dava yasal temsilcisi (vasisi) tarafından açılmıştır.
Davacının, eşine, fiziksel şiddet uyguladığı, mütemadiyen aşağılayıp hakaret ettiği, sürekli alkol alıp, eşini “patronunla ilişkin var” diyerek haksız olarak itham ettiği ve boğazlamaya kalkıştığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davacının davranışlarının iradi kabul edilemeyeceği doğrudur. Ancak, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin eşine verdiği zararın giderimsiz kalması da hakkaniyete aykırıdır. Davacının Türk Borçlar Kanununun 65’nci maddesi uyarınca hakkaniyet gereği sorumlu tutulması mümkün olduğuna göre, en azından bu sorumluluğu nazara alınarak zarar gören davalının, davacıya tazminat ödemekle yükümlü tutulmaması gerekir. Bu bakımdan davacı yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Hükmün bu sebeple de bozulması gerektiği düşüncesiyle bu yönden sayın çoğunluğa iştirak etmiyorum.