Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2014/16867 E. 2014/24296 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16867
KARAR NO : 2014/24296
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :21.3.2014
NUMARASI :Esas no:2013/141 Karar no:2014/217

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.01.12.2014(Pzt.)

KARŞI OY DAVASI
Davacı, davalının kusurlu tutum ve davranışları sonucu ortaya çıkan geçimsizlik sebebiyle fiilen ayrı yaşadıklarını, davalının evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve ailenin ekonomik varlığını elden çıkarma çabasına girdiğini ileri sürerek, dava dilekçesinde bildirdiği malvarlığı değerleriyle ilgili olarak davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece, “davalının mevcut malvarlığını elden çıkaracağına ilişkin hiçbir inandırıcı delil ileri sürülmediği, aile konutunun ise 1/2 oranında paylı olarak her ikisi adına kayıtlı olduğu ve bu konutun tapu kütüğüne mahkeme kararıyla aile konutu olduğuna ilişkin şerh de konulmuş bulunduğu” gereçesiyle istek reddedilmiştir.
Davacının bildirdiği malvarlığı değerlerinden, Üsküdar’daki (20) parsel numaralı ana taşınmazda bulunan (4) bağımsız bölüm numaralı ‘”konut” vasfındaki taşınmazın, eşler arasında 1/2’şer oranda paylı olarak kayıtlı olduğu görülmektedir. Eşlerden biri, diğerinin rızası olmaksızın paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde yasal olarak tasarrufta bulunamayacağından (TMK. m. 223/2), verilen ret kararı bu taşınmaz bakımından açıklanan sebeple doğrudur. (2.H.D.’nin 9.6.2014 tarihli ve 2013/23306-12769 sayılı kararı.) Bu bakımdan davacının bu taşınmazla ilgili temyiz itirazları yersizdir.
Diğer malvarlığı değerleriyle ilgili temyiz itirazlarına gelince:
Tarafların 0cak.2013’den beri fiilen ayrı yaşadıkları, davalı tarafından, davacı aleyhine boşanma davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından boşanma davası açılmış olması ve bizatihi bu davanın varlığı, ailenin ekonomik varlığını risk altına sokar ve bu durum malvarlığının korunması yönünde önlem alınması için yeterli bir sebeptir. Davacının nafaka davası açmış ve lehine nafakaya hükmedilmiş olması Türk Medeni Kanunun 199’ncu maddesine göre tedbir alınması gereğini ortadan kaldırmaz. O halde, ailenin ekonomik varlığının elden çıkarılması riski mevcut olduğuna göre, yukarıdaki taşınmaz dışındaki diğer malvarlığı değerleriyle ilgili olarak “davalının tasarruflarının davacı eşin rızasıyla yapılabileceğine” karar verilmelidir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.