Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2014/12150 E. 2014/24323 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12150
KARAR NO : 2014/24323
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ :Kahramanmaraş 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ :10.03.2014
NUMARASI :Esas no:2013/521 Karar no:2014/202

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden, davalı (kadın) tarafından ise; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60’ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.01.12.2014 (Pzt.)

KARŞI OY YAZISI
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, kocanın açtığı ve redle sonuçlanan boşanma davasından sonra tarafların biraraya gelerek evlilik birliğini devam ettirdikleri anlaşılmaktadır. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinden açılan bu davanın reddi gerekir.
Farklı Düşünüyorum

KARŞI OY YAZISI

Önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulduğu, evlilik birliğinin amacına uygun devam ettiği, davacının “yerleşim yeri adresini” dahi değiştirmediği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Yerleşim yeri adresinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanı esas alınır. (Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği m.13/1) Davacının önceki davanın reddinden sonra, ara sıra “mehtap apartmanındaki” diğer evine gidip orada kalmış olması, ortak hayatın devam etmediğinin delili olamaz. Yerleşim yeri adresini bu yere alma olanağı varken, davacının bunu yapmamış olması, eşiyle birlikte yaşadığını (TMK. m.185/3) göstermektedir. Bu bakımdan üç yıllık süre zarfında “ortak hayatın yeniden kurulmadığı” olgusu ispat edilememiştir. Davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır. Hükmün açıklanan sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.