YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11340
KARAR NO : 2014/12432
KARAR TARİHİ : 05.06.2014
MAHKEMESİ :Ankara 6. Aile Mahkemesi
TARİHİ :19.12.2013
NUMARASI :Esas no: 2013/477 Karar no:2013/1604
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece verilen ilk karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 2012/8518 esas, 2012/28698 karar sayılı ve 29.11.2012 tarihli ilamı ile, “Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve geçimsizliğe sebep olan olaylarda; davacı-karşı davalı kadının bıçakla eşyaları çizdiği, davalı-karşı davacı kocanın da karısına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı-karşı davacı koca, davacı-karşı davalı kadına oranla daha ağır kusurlu olup, davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Hal böyleyken, mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuş, kararın bozma kapsamı dışında kalan diğer yönleri ise onanmıştır. Davalı-davacı koca bu bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurmuş, Dairemizin 2013/3345 esas, 2013/6372 karar sayılı ve 11.03.2013 tarihli ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 19.12.2013 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle Dairemizin bozma ilamı kesinleşmiştir. Eş söyleyişle, bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemenin, bozma ilamı doğrultusunda hüküm tesis etmesi zorunludur.
Zira, bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf (davacı-davalı kadın) yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Kaldı ki, davalı-davacı kocanın boşanma davasında verilen boşanma hükmü taraf temyizlerini şümulü dışında bırakılarak 13.03.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda, eşler arasındaki sadakat yükümlülüğünün boşanma kesinleşinceye kadar devam edeceğini öngören Türk Medeni Kanununun 185/2. maddesinin somut olayda uygulanma imkanı da bulunmamaktadır. Bu itibarla, uyulan bozma kararında tarafların gerçekleşen eylemlerine göre davalı-davacı (koca)’nın daha ziyade kusurlu olduğu açıkça benimsendiğine göre, az kusurlu olan kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat tayin ve takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile bu taleplerin reddi doğru bulunmamıştır. Ancak, hükmün bu bölümü davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmediğinden, bu yönde bir bozma yapılmamış, yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir.
2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;
Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre yersiz görülen temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.06.2014 (Prş.)