Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2012/995 E. 2012/21266 K. 13.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/995
KARAR NO : 2012/21266
KARAR TARİHİ : 13.09.2012

MAHKEMES İ :Konya 2. Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti anneye verilen 2010 doğumlu ortak çocukla tutuklu baba arasında, çocuğun yaşının ilerlemesiyle birlikte kişisel ilişki tesisi konusunda her zaman dava açılabilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere kişisel ilişki yönünden oyçokluğuyla diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2012 (Per.)

KARŞI OY YAZISI
Mahkemece, davalının tutuklu olduğu gerekçe gösterilerek çocukla babası arasında kişisel ilişki tesis edilmediği görülmektedir.
Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK. m.323) Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Türkiye’nin katıldığı ve “tarafı” olduğu “Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi” bu hakkın, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabileceğini veya alınabileceğini kabul etmiştir. (Söz. m.4) O halde, bu konudaki sınırlamada ölçü “çocuğun yüksek yararıdır” Babanın cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, tek başına çocuklarıyla kişisel ilişki kurmalarına engel bir sebep değildir. Mevzuatın tutuklu ve hükümlülere, yakınlarıyla görüşmesine izin verdiği ölçüde, çocukla babası arasında kişisel ilişki tesis edilebilir. Nitekim 5275 sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun” (m. 83) ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan “Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük” (m. 126), ve “Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik” (m.9 ve 14), hükümlü ve tutukluya üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarıyla görüşme, çocuğu ile açık görüşme imkanı tanımıştır. Bu düzenlemeler dikkate alınarak gerektiğinde ceza ve tutukevi müdürlüğünün görüşü de sorulmak suretiyle velayeti anneye bırakılan ortak çocukla davalı baba arasında uygun kişisel ilişki tesisi gerekir. Bu yönde araştırma yapılmadan babaya “tutuklu olduğundan” bahisle kişisel ilişki hakkının tanınmaması doğru değildir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.