YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4334
KARAR NO : 2012/22383
KARAR TARİHİ : 24.09.2012
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi ve tazminatlar ile nafakanın miktarı yönünden, davalı (koca) tarafından ise kadın lehine hükmedilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. (davacı) 90.00 TL.(davalı) temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere yoksulluk nafakasının miktarı yönünden oyçokluğuyla, diğer hususlarda oybirliğiyle karar verildi.24.09.2012 (Pzt.)
(Muhalif) (Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olan tarafların, sosyal ve ekonomik durumları ile evlilik süresi de dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen nafakanın fazla olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY YAZISI
Taraflar 02.11.2008 tarihinde evlenmiş ve boşanma davası 22.01.2010 tarihinde açılmıştır. Ortak çocuk yoktur. Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu benimsenerek; boşanma kararı ile birlikte davacı kadın yararına aylık 750 TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davalının babasına ait turizm işletmesinde çalıştığı ve aylık 2000 TL. çevresinde geliri olduğu; davacı kadının ise çalışmadığı ve geçimini babasının sağladığı anlaşılmaktadır. Evliliğin çok kısa bir zaman sürdüğü, kadın çalışmadığı ve evlenmediği sürece yoksulluk nafakasının devam edeceği göz önüne alındığında; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bile çoğu zaman siğortalılarına bağlamadığı bir miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, kanımca doğru olmamıştır. Hükmün daha az bir miktarda ve nafakanın Türk Medeni Kanununun 176/1. maddesi gereğince toptan ödenme biçimi de takdir edilmek üzere; kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden; davalı koca yararına bozulması gerektiğini düşünüyorum.