Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2012/3213 E. 2013/3853 K. 18.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3213
KARAR NO : 2013/3853
KARAR TARİHİ : 18.02.2013

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
İHBAR OLUNANLAR :1-… 2-Hazine
DAVA TÜRÜ :Bababık Tespiti-Manevi Tazminat-Eşya ve Altın Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Küçük ….’ya bu davada kayyım atanmıştır. Karar başlığına ismi yer almayan kayyım …, karar ve temyiz dilekçesinin tebliğ edilmesi, onun yönünden de temyiz süresinin beklenmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oyçokluğuyla karar verildi.18.02.2013 (Pzt.)

(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
“Babalık tespiti” davası; ana tarafından açılmışsa, küçüğe (çocuğa) atanacak kayyıma da ihbar edilmelidir (TMK.md.301/3). Dava ana tarafından açılmış olduğuna göre; mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bu ihbar yükümlülüğüyle ilgili bir işlem yapılmaması yasaya aykırıdır. Bu aykırılığın esasa ilişkin karardan sonra yapılması, kanımca “hukuki dinlenilme hakkı”na (…md.27) uygun düşmez. Diğer yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda önceki Medeni Kanunundan farklı olarak, soybağına ilişkin taleplerle birlikte “manevi tazminat” düzenlenmiş olmadığından; davacının manevi tazminat talebi babalık tespiti talebinin fer’i (bağlı) talebi olarak kabul edilemez ve genel hükümlere (Türk Borçlar Kanunu md.58) dayalı bağımsız ve nispi harca tabi bir talep olarak değerlendirilmesi gerekir. Manevi tazminat talebine ilişkin alınması gerekli nispi peşin harç tamamlatılmamıştır. Diğer yandan, davacının peşin harcını yatırdığı eşya/ziynet alacağı talebi de mevcuttur. Taraflar arasında yasal bir evlilik bağı bulunmadığından; talebe konu eşya/ziynetler Türk Medeni Kanunun 220. maddesi anlamında eşler yönünden “kişisel mal” niteliğinde de değildir. Bunların da; genel hükümlere (Eşya hukukuna) dayalı olarak talep edilmesi gerekir. Mahkemece gerek manevi tazminat, gerekse eşya/ziynet alacağı hakkında bir karar verilmemiştir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup; bunlarla ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar vermek zorundadır (…md.26). Bütün bunlar gözönüne alındığında; mahkeme hükmünün, babalık tespiti talebi yönünden açıklanan ihbar yükümlülüğü yerine getirilmeden, -ret kararı verilmiş olsa bile- talebin reddine karar verilmesi; manevi tazminat talebi yönünden, öncelikle nispi harcın tamamlatılması usulü uygulanıp görev hususu da düşünülerek bir karar verilmesi; eşya/ziynet alacağı talebi yönünden ise görev hususu da düşünülerek olumlu ya da olumsuz bir hüküm oluşturulmaması sebeplerine dayalı olarak bozulması gerektiği, iade kararına gerek bulunmadığını düşünüyorum.