Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2011/2303 E. 2012/517 K. 18.01.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/2303
KARAR NO : 2012/517
KARAR TARİHİ : 18.01.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVACI-DAVALI
DAVALI-DAVACI :…
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50’şer TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 18.01.2012 (Çar.)

KARŞI OY YAZISI
Yanlardan …”nin (Koca) açtığı birleşen boşanma davası; tanık olarak dinlenen yanların ortak ergin çocuğu Tolga’nın beyanında geçen 2009 yılı Ağustos ayında parkta oturdukları sırada babasının annesine söylediği ” sonuçta herkesin hatası var, ben hatamı kabul ediyorum, istersen başka bir eve taşınalım, geri gel” sözlerinin eşi affetme en azından hoşgörme niteliğinde olduğu; bu nedenle kadına kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Kanımca bu sözler eşin kusurlu davranışlarını affetme olarak değerlendirilemez. Bu sözler af niteliğinde değil, bir barışma teklifi olarak değerlendirilmelidir. Aksi halde çoğunlukla her barışma teklifine af niteliği verilmiş olunur. Böyle bir durumda eşlerin barışma girişimi yapmalarını caydırıcı etki yapar. Boşanma davası açan eşlerin, öncelikle barışmalarını sağlamak esas olduğuna göre; böyle bir sonuç doğru olmayacaktır. Toplanan delillerle davacı-davalı kadının da güven sarsıcı davranışlar içine girdiği kanıtlanmıştır. Bu nedenle hükmün, boşanmaya davalı-davacı kocanın davası da kabul edilerek karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.