YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8868
KARAR NO : 2010/12927
KARAR TARİHİ : 29.06.2010
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 29.6.2010 günü temyiz eden … ile vekili Av. … ve karşı taraf … vekili Av. … geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 750.00 TL. vekalet ücretinin …’den alınıp …’e verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 29.6.2010 (Salı)
KARŞI OY YAZISI
Boşanmada manevi tazminatın (TMK. m. 174/2) amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını zedeleyen fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını tayin ederken; bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın sıfatını, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada varsa kusur durumunu, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırının kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak, zorundadır.
Açıklanan ilkeler ve boşanmada davacının da az da olsa kusurunun varlığı gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat çoktur. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama görüşüne bu yönden iştirak etmiyorum.