Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2009/8454 E. 2009/21837 K. 16.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8454
KARAR NO : 2009/21837
KARAR TARİHİ : 16.12.2009

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Veliye Yetki ve İzin Verilmesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.16.12.2009 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI

Dava konusu küçüğün sağlık hizmetlerinden yararlanması gereğinin tespiti ile yetinilmesi gerekirken veliyi izne bağlı kılıcı ve bu konuda idareyi de işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte hüküm tesis edilmesi yönündeki değerli çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.

KARŞI OY YAZISI

Davacı, davalıyla boşandıklarını, müşterek çocuk 1995 doğumlu Begüm’ün velayetinin kendisine bırakıldığını, çocuğun alerji hastası olduğunu, davalının bağ-kur sigortalısı olması nedeniyle çocuğun, babası üzerinden sağlık hizmetinden yararlanması gerektiğini, ancak davalının küçük Begüm için sağlık kartı çıkarttırmadığını, resmi sağlık kartı olmayınca çocuğun babası üzerinden sağlık hizmetinden yararlanamadığını ileri sürerek, küçük Begüm’ün davalının sağlık sigortasından yararlandırılmasına ve babası üzerinden sağlık karnesi çıkartılması için her türlü işlemleri kendisinin yaptırmasına karar verilmesini istemiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre; genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür. (m.62/1) Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır. (md. 62/2) Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için yasanın 67. maddesinde gösterilen koşulların gerçekleşmiş olmasının yanında, bu maddede belirtilen belgelerin veya kurum tarafından verilen resimli sağlık kartının gösterilmesi de zorunludur. (md. 67/4) Genel sağlık sigortasından yararlanma koşullarının bulunup bulunmadığını belirleyecek olan da öncelikle kurum, kurumun bu hususta çekişme çıkarması halinde de yetkili iş mahkemesidir. (m.101) Öyleyse aile mahkemesinin, çocuğun, babanın genel sağlık sigortasından yararlandırılmasına karar vermesi yukarda açıklanan hükümler karşısında mümkün bulunmamaktadır. Ne varki, davacı, çocuğun babasının bağ-kur sigortalısı olduğunu ve çocuğunu kendi üzerinden genel sağlık sigortasından yararlandırmadığını iddia ettiğine göre, davada, velayet hakkı annede olan çocuğa, velayet kendisinde olmayan babanın bakım yükümlülüğünün devam edip etmediğinin tespit edilmesi isteği de mündemiçtir. Ana ve babanın bakım borcu kural olarak çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK. md. 328/1) Velayetin kaldırılması halinde dahi, ana ve baba çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılamakla yükümlüdürler.(TMK. md. 350/1) Çocuğun sağlık hizmetlerinden yararlanması da bakım yükümlülüğünün kapsamındadır. Diğer bir ifade ile, bakım yükümlülüğü sağlık hizmetlerinden yararlandırmayı da gerektirir. Çocuğun velayetini elinde bulunduran ananın herhangi bir geliri, malvarlığı ve sosyal güvencesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, velayet kendinde olmayan babanın bakım yükümlülüğünün devam ettiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, velayet hakkına sahip annenin “veli” sıfatıyla çocuğu her alanda herhangi bir izne ihtiyaç olmaksızın temsil edebileceği ve çocuk adına her işi zaten izinsiz yapabileceği hususu gözardı edilerek, kurumu işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte, çocuğun babasının üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlandırılmasına ve bu işlemler ile sağlık karnesi çıkartılması için anneye izin ve yetki verilmesine de karar verilmesi doğru değildir. Hükmün açıklanan bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne iştirak etmiyorum.