Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2007/4953 E. 2008/5676 K. 21.04.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4953
KARAR NO : 2008/5676
KARAR TARİHİ : 21.04.2008

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme (Boşanma) Kararının Tanınması

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * müşterek çocuğun Türk vatandaşı olup, dava tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 21.04.2008 ( Pzt.)
-KARŞI OY YAZISI-
Davacı, Fransız mahkemesince verilen 7.6.1994 tarihli boşanma kararının tanımasına ve tenfizine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ilişkin Paris Asliye Hukuk Mahkemesi kararının tanınmasına karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir
Tanınması ve tenfizi talep edilen Paris Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.6.1994 tarihli boşanma kararında; tarafların ortak çocuğu 10.9.1987 doğumlu Mathieu Erol’un velayetinin annesine (davacıya) verildiği, bu çocuk için, eğitimine ve bakımına katkı payı olarak davalı (baba)nın, davacıya aylık 6.000 Frank nafaka ödemesinin de hüküm altına alındığı görülmektedir. Başka bir ifade ile, yabancı mahkeme kararı, boşanma hükmü ile beraber, velayeti anneye verilen ortak çocuk için nafaka yükümlülüğünü de ihtiva etmektedir. Kararda yer alan, nafaka yükümlülüğüne ilişkin hükmün, Türkiye’de icra olunabilmesi için, bu bölümle ilgili tenfiz kararı verilmesi zorunludur. (5718 s. MÖHUK m.50/1) Tanıma kararı, yabancı karardaki nafaka yükümlülüğü ile ilgili hükme icra edilebilirlik kazandırmaz. Nafaka alacaklısı, velayet kendisine bırakılan davacı (anne) olduğuna ve çocuğun ergin olduğu tarihe kadar birikmiş nafaka alacağını icra ettirmekte annenin hukuki yararı bulunduğuna göre, çocuğun, tenfiz ve tanıma davasının açıldığı 25.7.2006 tarihinde ergin olmasının hukuki önemi bulunmamaktadır.
“Nafaka Yükümlülüğü Konusundaki Kararların Tanınması ve Tenfizine İlişkin (2.10.1973 tarihli) Lahey Sözleşmesi” (R.G. 16.2.1983 sayı:17961); münhasıran nafaka yükümlülüğüne ait olmayan, nafaka yükümlülüğü yanında başka bazı hükümleri de ihtiva eden yabancı mahkeme kararlarının, yalnızca nafaka yükümlülüğü ile ilgili bölümüyle sınırlı olarak uygulanabilir. (Söz. m.3) Türkiye ve kararı veren Fransa bu Sözleşmenin tarafıdır. Yabancı boşanma kararında yer alan nafaka yükümlülüğü ile ilgili hükmün, bu sözleşme hükümlerine göre tenfizi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki isteğin karşılanmaması usul ve yasaya aykırı olup, davacının temyiz itirazları bu itibarla yerindedir. Hükmün, açıklanan sebeple bozulması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun onama yönünde oluşan düşüncesine katılmıyorum.