Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2007/3373 E. 2008/3550 K. 17.03.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3373
KARAR NO : 2008/3550
KARAR TARİHİ : 17.03.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Evliliğin İptali

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Davalı kadına mahkemece verilen kararın ilanen tebliğ edildiği yapılan ilanen tebligatın Tebligat Yasasının 29/2. maddesi ve Tüzüğün 47/2. maddesi gereğince usulsüz olduğu anlaşıldığından, davalının temyiz talebinin reddine dair 13.11.2006 tarihli ek kararın kaldırılarak temyiz talebinin esastan incelenmesine karar verildi.
2-Tebligat, tebliğ yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır.(Tebligat Kanunu mad. 16) Tebliği alacak kişi bu adreste bulunmamışsa tebliğ memuru bulunabileceği yeri araştırır. Bulamazsa durumu mahalle, köy muhtarlıklarına doğruluğunu onaylatmak suretiyle tespit eder.(Teb.Kan. mad. 28). Durum, tebliği çıkaran kuruluşa bildirilir. İlgili kuruluş tebliği alacak kişi memursa ve esnaf ise adreslerini mensubu olduğu teşkilatlardan, avukatların adresini barodan, Adalet Bakanlığından, askerse askerlik şubesinden Savunma Bakanlığından ve nüfusa kayıtlı olduğu yerden sorarak öğrenmeye çalışır.(Tebligat Tüzüğü mad. 13) Tebligat Tüzüğünün 13. maddesine göre yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahı, oturduğu yer veya işyeri bulunamamış ise o halde kişinin adresinin meçhul olduğu kabul edilerek (Tebligat Tüzüğü mad. 46) ilanen tebliğe karar verilebilir. Ancak belirtilen soruşturma biçimi sınırlayıcı değildir. Nitekim aynı maddenin ikinci fıkrasında bu durum açıklığa kavuşturulmuş, tebligatı çıkaran merciin lüzum görmesi halinde adres soruşturmasını özel kuruluşlardan dairelerden de yapması gerektiği ilk cümlede vurgulanmıştır. Belirtilen özel ve resmi kurumların içinde adres tespitinin yapılabileceği Nüfus, Tapu Müdürlüğü, Belediye, Sivil Savunma gibi kuruluşlarda vardır.Davada savunma hakkıyla sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının zabıtaya yaptırılan bir inceleme ile sınırlı tutulması savunma hakkının kısıtlanmasına yol açabilecek bir durum yaratabilir.
O halde adres araştırılmasının geniş bir çerçeve içinde ele alınması soruşturmanın çok yönlü yapılması gerekir.İlanen kendisine tebligat yapılacak kimsenin öğrenmesine en uygun şekilde ulaşacağı umulan bir gazete ile yapılır.(Tebligat Tüzüğü mad. 47/2) Ayrıca varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerdeki yerel gazetelerden birine de ilan verilir. Bundan sonra tebliğ edilecek belgeler bir ay süre ile tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerde (mahkeme divanhanesinde) askıya çıkartılır.
Belirtilen inceleme ve soruşturmayı kapsamayan, adres soruşturmasıyla yetinilerek adresin meçhul olduğunun kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak tebligatın ilanen yapılması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır.
Diğer yönden, tebligatın mahkeme divanhanesinde yasal kurallara uygun olarak askıya çıkarılmamış olması da kanuna aykırıdır.(Teb. Kan. mad. 29) İlanen tebligat en son başvurulacak bir çaredir. O nedenle adres araştırmasının titizlikle ve kararlılıkla yapılması zorunluluğu açıktır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca taraflar usulüne uygun olarak iddia ve savunma için mahkemeye çağrılmadıkça haklarında hüküm kurulamaz.Somut olayda davalının usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından, yokluğunda yapılan tahkikat sonunda oluşturulan hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Dava ölü eş Zeynel’in mirasçılarının hukukunu da etkilemektedir. Zeynel mirasçıları davaya dahil edilip gösterdikleri takdirde delillerinin toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik hasımla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
4-Kabule göre ise, evliliğin iptali davasında nüfus müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceğinin nazara alınmaması da doğru olmamıştır.
SONUÇ. Temyiz edilen hükmün 2. ve 3. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.03.2008