Yargıtay Kararı 2. Hukuk Dairesi 2007/18294 E. 2008/1705 K. 18.02.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/18294
KARAR NO : 2008/1705
KARAR TARİHİ : 18.02.2008

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
2-Çocuğa verilen iştirak nafakası yönünden kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. madde hükmün sonucu kısımda gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, emredici kural olarak getirilmiştir. Gerekçeli kararın kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK. mad.381/2)
3-Evlilik birliğinin temelden sarsılmasında şiddet uygulayan koca ve sürekli ağır hakaret edip, eşinin ailesini evde istemeyen kadın eşit kusurludur. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 174/1 ve 2.maddesi gereğince maddi ve manevi tazminata hükmolunamaz. Tarafların bu yöndeki tazminat istemlerinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
4-Davacı kocanın 1.12.2003 tarihli dilekçesindeki açıklamaları davalı kadının ziynet istemini kabule yönelik değildir. Davalı ziynetlerin kocada kaldığını ispatlayamamıştır.
#Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını isbatla yükümlüdür (M.K.6). Ancak iddialar karşılaştığında kimin isbat yükü altında bulunduğunun tesbiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.
Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer(Prof.Baki Kuru,Hukuk Muhakemeleri Usulü, l968,sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu,Medeni Yargılama Usulü, l970,sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü,l967, sh.449; Prof… Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, l957,sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, l973, sh.378)
İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir(Prof.Saim Üstündağ,Age.l973 sh.397).
İspat yükü daha kolay başarana düşer(Prof.Saim Üstündağ,Age, Federal Mahkeme Kararına atfen).
#Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş,davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerinede olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer.
#Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlıyan kadının buneları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
#Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, isbat yükü altındadır.
# Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını,daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda 2, 3. ve 4. bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer yönlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2008 (pzt.)